istanbul Aile Evlilik Çift Danışmanı Dr. Ekrem Çulfa Koçluk ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi 0533 3738123
![]()
Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA
busra.kara@icloud.com
HAYIR DİYEMEMEK NASIL İLETİŞİM VE İLİŞKİ SORUNLARI YARATIR?
25/03/2022
İnsanlara hayır derken
sanki onlara rest çekiyoruz, reddediyoruz veya kırıyormuşuz gibi hissediyoruz.
Hayır derken zorlanmamızın sebebi; çeşitli zihinsel kalıplara sahip olmamızdır.
Bu kalıplar; hayır dediğimizde karşımızdakini kırmış hissediyoruz. Eğer bir
kişiye haklı bir konuda hayır diyorsanız ve bu yüzden o kişi size kırılıyorsa
veya tavır yapıyorsa; hayatınızda en çok hayır demeniz gereken kişi odur.
Birine hayır dendiğinde o kişi sizinle olan ilişkisini gözden geçiriyorsa bu
çok ciddi bir sorundur. Bu yüzden hayatınızda hiçbir zaman hayır diyemezsiniz.
Bunun sebebi karşınızdaki insanın size kırılmasını veya ilişkinizi gözden
geçirmesini istemediğiniz içindir. Bazı durumlarda insanlara karşı sınır çizmek
ve hayır demek gerekmektedir. Kişi hayır dediğinde karşısındaki insan onun ne
düşündüğünü ne hissettiğini, konuyla ilgili ne tip düşüncelere veya
beklentilere sahip olduğunu bilemeyecektir. Karşıdaki kişi bu durumu memnuniyet
zannederek davranışına devam edecektir; hayır demeyen kişi ise sürekli
fedakârlık yaptığını zannederek idare edecek, boyun eğecek, sessiz kalacak veya
bir süre sonra bunun yarattığı depresif veya agresif tavırlara yol açmış
olacaktır. Kişi hayır demediği
sürece karşısındaki insanlar onun sınırını bilememekte ve zihninden geçeni
öğrenememektedir. Kaygılı insanlar çok fazla düşünce okumaktadırlar. “Bunu
yaparsam benimle konuşmaz mı”, “Şunu söylersem benimle küser mi” gibi. Uzun
yıllar duygularını ve düşüncelerini birbirlerine söyleyemedikleri için
dışarıdan çok uyumlu ve çok sakin bir evlilik gibi görünüp; yıllar sonra bir
anda boşandıklarında insanları hayal kırıklığına uğratan veya şaşkınlıkla
izlenilen ilişki modelleri vardır. Bu tarz evliliklerde kavga veya gürültü yoktur
ama kaygı vardır. Bireyler ifade edilmekle ilgili endişe yaşamaktadırlar.
Burada sorun cümle olarak hayır diyememek değildir, buradaki sorun bu kavram
kullanıldığında sonrasında ortaya çıkacak durumlar göze alamamaktır. Konuşma
yetisi olan her insan hayır diyebilmektedir. Eğer diyemiyorsa burada olayın
psikolojik boyutu ortaya çıkmaktadır. Bir süre sonra söylenen evetler
sıradanlaşmakta ve fedakarlıktan çok görev olarak algılanmaktadır. İnsanların
hayır demeleri çok olursa evet demeleri kıymete binmektedir. Kişi, görev olarak
algılanan bu durumları yapmadığında ise karşısındaki insanlar tarafında
eleştirilmektedir. Bir insan karşısındaki
kişiye hayır diyemiyorsa öncelikle neden hayır diyemediğini bulması
gerekmektedir. Bu durumda ya bir beklenti vardır ya da o kişiyle ilgili korkup
kaygılanılan bir şey vardır. Örneğin; bu kişi ekonomik ihtiyaçları gideriyorsa,
istenmediği ve mantıksız bulunduğu halde birçok şeyine izin ve taviz
verilmektedir. Böyle bir durum varsa kişi o ekonomik durumu kendi kendine
karşılamadığı sürece, o insana hayır diyemeyecektir. Kişi kendi ihtiyaçlarına
sınır çizemediğinde yani bir tatminsizlik yaşadığında; hayatında birçok insana
hayır diyemeyecektir. Bu tatminsizlik maddi, duygusal veya sosyal
olabilmektedir. Sosyalleşmeye çalışan bir insan arkadaşlarına hayır
diyememektedir çünkü sürekli sosyalliğe ihtiyacı vardır. Bir insanın sosyalliği
bireyselliğinden daha fazlaysa o kişinin hayatında ciddi bir sorun var
demektir. Bunun sebeplerinden biri yalnızlık korkusu da olabilmektedir. Kişi,
kendisiyle baş başa kalmaktan korktuğu için sürekli bir etkileşim halinde
bulunmaya ihtiyaç duymaktadır. Kişi hayır diyemiyorsa
onu en çok bencil ve bağımlı insanlar sevmektedir. Bağımlılar sürekli onu
beslemen için bencillerde sürekli kullanmak için sevmektedir. Hayır diyemeyen
insanların etrafında bu şekilde olan insanlar belirgindir. Kendi görevlerini
hayır diyemeyen kişiye vermektedirler. Bir süre sonra bu kişilerden tamamen
kopulmakta veya istediği şey yapılmadığında eleştirecek ve suçlayacakları için
gerginlik olmaktadır. Geriye dönüp bakıldığında en çok emek verilen insanlar
bugün en çok tahammül edilemeyen insanlara dönüşebilmektedir. Kalıcı ilişkiler
ve mutluluk için yeri geldiğinde bahçenin çitini çizerek sınır belirlemek
gerekmektedir. Bir insanın hayatında
hayır diyemediği bir insan varsa ya hiç deneme yapmamakta ya da bu insanlar
biraz manipülatör insanlar olmaktadır. Bu tarz insanlar kişiyi suçlu ve
yetersiz hissettirmektedir. Eğer bu kişi bir anneyse hayırsız evlat olarak
görmektedir. Bunlara karşı dayanıklı olmak gerekmektedir. Kişi hayır deme sürecine
girdikten sonra hayatındaki insanlar elekten geçmektedir. Bazı insanlar ile
yolları ayrılmakta bazı insanlar ile belki ömür boyu sağlam bir ilişki
sürdürmektedir. İstediği olmadığında
karakter değiştirenden, aramadığın sürece aramayandan, işi düşmedikçe seni
tanımayandan, işi bittiğinde yanında durmayandan, devamlı kendini anlatandan,
kişiliğiyle değil etiketiyle var olandan, kendisini vazgeçilmez zannedenden,
menfaati için susandan vs. yalnız kalma pahasına da olsa kurtulmak
gerekmektedir. Kişi kendini
kaybedecekse, kendinden vazgeçecekse, hayır diyemeyecekse ve kendi mutluluğunu
önemsemeyecekse o ilişkinin varlığını tartışmak gerekmektedir. Hayır dediğin için
kaybettiklerini hiç kazanmamışsındır. Uzman
Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
İLİŞKİLERDE KURTARICI ROLE SAHİP OLMAK - 30/05/2022 |
Kurtarıcı olmak senin kendi sorumluluğunda olmamasına rağmen karşıdakinin her şeyiyle ilgili kendini sorumlu hissetmen yada onun sana bunu yüklemesidir. |
ÇOCUKLARDA ÖFKE PROBLEMİ - 06/03/2022 |
Her istediği yapılan ya da her şeye çok kolay ulaşabilen bir çocuk psikolojik olarak elde etmesi gereken bazı becerileri çok da elde edemeden büyümüş olmaktadırlar.Bunun getirdiği problemleri de yaşamının sonraki evrelerinde göstermeye başlamaktadır. |
ADDICTION - 12/12/2021 |
Addiction is defined as taking a substance to achieve a certain effect, continuing to take the substance despite the physical, mental or social problems that arise in this process, and increasing the amount of the substance to achieve the same effect |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIŞ PROBLEMLERİ - 07/11/2021 |
Bu sebeple ailelerin çocuklarına iyi bir rol model olmaları gerekmektedir ve çocuğun eğitim hayatı boyunca öğretmenleri ile iş birliği içerisinde çocuğun olumlu davranışları desteklenmelidir. |
ÖZGÜL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ - 05/10/2021 |
Özgül öğrenme güçlüğü, bireyin zekasının normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen akranlarına göre okuma, yazma ve matematik gibi akademik alanlarında yaşadığı zorluklar olarak tanımlanmaktadır. |
KOMPULSİF BİRİKTİRME DAVRANIŞI - 31/07/2021 |
Biriktirme,işe yaramaz ya da sınırlı değere sahip görünen nesneleri edinme ve atmada başarısızlık olarak tanımlanmaktadır.Kavram,aşırı biriktirme ve az kullanılan nesneleri atmakta başarısızlıkla ilişkilendirilen davranışsal bir duruma karşılık gelir |
SINAV KAYGISI - 27/06/2021 |
Sınav kaygısı öğrencinin kendi performansına yönelik kaygıdır. Bu kaygıya yetersiz çalışma alışkanlıkları da eklenince durum, sınav kaygısı yaşayan öğrenciler için kısır bir döngü haline gelmektedir. |
PANDEMİNİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ - 06/06/2021 |
Afetler, toplumun tamamını ya da bir kesimini fiziksel, ekonomik ve sosyal açıdan etkileyerek rutin hayatı durduran veya değiştiren, insanlığın baş etmede yetersiz kalabildiği doğa, teknoloji ya da insan kaynaklı olaylardır. |
TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU - 07/03/2021 |
Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB),bir veya daha fazla travmatik olaya maruz kalma,bir yakının başına geldiğini öğrenme ya da olayın ayrıntılarıyla yineleyici ve yoğun biçimde karşı karşıya gelme sonucu görülen yoğun belirtiler içeren bir tanıdır. |
![]() |